Vergi İncelemesi iş yerinde yapılmıyorsa Vergi ve Ceza kesilemez mi?
Bazı mükellef ve meslek mensupları; gerçekleştirilen bir vergi incelemesinin iş yerinde yapılmaması veya vergi incelemesine yetkili kişinin mükellefe ait defter ve belgeleri daireye istemesinin hukuki olmadığını ve bu durum üzerine ibraz yükümlülüğünün ortadan kalkacağını hatta, inceleme sonucunda kesilen vergi ve cezaların geçersiz olduğunu savunmaktalar. İş yargıya intikal ettiğinde ise; incelemenin iş yerinde yapılmaması dolayısıyla vergi idaresi lehine Danıştay tarafından kesilen vergi ve cezada sorun olmaz yönünde verilen temyiz kararları da mevcut, defter ve belge ibraz edilmemesinden dolayı işlenen ‘Kaçakçılık Suçuna’ istinaden hapis cezasının bozulmasına yönelik verilen Yargıtay kararları da.
Bu hususa ilişkin yargı kararlarına sizi boğmaktansa, bakalım vergi incelemesinin nerelerde yapılabileceğini belirleyen Vergi Usul Kanunu hükümleri bize ne diyor?
VUK’nun 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın; ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve bunun sağlanması olduğu belirtilerek, VUK’nun 139. maddesinde; ‘Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenilir…‘ hükmüne yer verilmiştir.
Aslında kıyamet yukarıda yer vermiş olduğum 139. madde hükmünün yorumlanmasıyla kopuyor ya. İşte kanun koyucu bu ve bunun gibi uygulamada ikilik oluşturabilecek durumları öngörerek bize VUK’nun 3. maddesinde; ‘…Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır…’ diyerek kanun maddelerinin nasıl yorumlanması gerektiğinin çerçevesini çizmiştir.
O zaman gelin öncelikle VUK’nun 139. maddesini anlamaya çalışalım. Kanun hükmünde vergi incelemesinin öncelikle mükellefin iş yerinde yapılacağı ancak; a-) iş yerinin müsait olmaması veya diğer zaruri sebepler, b-) vergi incelemesinde muhatap alınan kişinin istemesi halinde incelemenin dairede yapılabileceği belirtilmiştir. Burada anlaşılamayan tek nokta ise‘iş yerinin müsait olma’ durumudur. İş yerinin müsait olma durumuna ilişkin kanun maddesinin gerekçesinde, tebliğ, sirküler veya özelgelerde herhangi bir açıklama yer almamaktadır.
Madem kilit noktamız “müsaitlik” kavramı; vergi incelemesine yetkili kişiler tarafından belirlenen ve teamül haline gelmiş durumları saymadan, kamuoyunda bir hayli tartışmaya da konu olan, Türk Dil Kurumu’nca belirlenen sözlük anlamı karşılığına bakalım;
1- Uygun, elverişli
2- Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)
Tabi ki biz 2. anlamıyla ilgilenmiyoruz. Bu tanımlama ve betimlemeyi ne vergi mükelleflerine ne de idareye kesinlikle yakıştırmıyoruz diyerek ‘yanlış anlaşılmalara’ mahal vermeyelim. Peki iş yerinin müsait olmasından ne anlaşılmalı? Mükelleflerin iş yerlerindeki fiziki ortamlarının vergi incelemesi yapılmasına elverişli olup olmasına karar verecek mükellef mi yoksa vergi inceleme elemanı mı?
Müsaitlik olgusu vergi incelemesi yapılacak mükellef inisiyatifine değil; kamu hakkını savunarak, bu hakkın tam ve doğru tespit edilmesini sağlayacak olan kişiye bırakılması daha doğru olacaktır. Müsaitlik, mükellefin iş yerinde tesis olunması şartıyla;
a- Boş, dışarısıyla yalıtılmış asgari iki kişinin çalışabileceği uygun genişlikte bir oda.
b- Oda içerisinde asgari 1 masa, 2 sandalye.
c- İş yerinden tamamen bağımsız bir internet ve fax hattı, olarak tanımlanabilir.
Burada Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Yukarıda belirtmiş olduğum şartların sağlanması bir yana, hangi mükellef iş yerinde en az 1-2 ay vergi müfettişinin çalışmasını, maliye arabasının nöbet tutar gibi kapısının önünde bekleyecek olmasını ve dost-düşman ticaret yaptığı bütün firmaların bu durumdan haberdar olmasını ister? Zaten vergi incelemesi başladığı anda mükellef müteşebbisliği, patronluğu bırakıp bir anda muhasebe uzmanı olmak zorunda bırakılıyor. Bu süre zarfında uykular kaçıyor, verilen sözler-randevular unutuluyor ve maalesef ne kamu da ne de özel teşebbüste kaynakların etkin kullanılamadığısonucuna varılmış oluyor.
Türkiye’de toplam işletmelerin %99,9’unu 4 milyona yaklaşan sayıları ile KOBİ’ler oluştururken, 2015 yılı haziran ayı itibariyle e-ticaret yoluyla satış gerçekleştiren Kobi’lerin sayısı ise 11.000’e ulaşmış durumda. Bilgi ve inovasyon çağını ucundan yakalanmaya çalışılan ülkemizde vergi idaresi son yıllardaki performansı, yenilikçi anlayışı ve halkın gözündeki örgü ören bayan-dairede yemiş yiyen memur görüntüsünü kafasından silip attı. Artık Avrupa standartlarına yaklaşmış (e-fatura, e-defter, e-beyan, e-bildirim, e-tebligat, e-takip, e-tarhiyat, e-yoklama vs.) sistemleri ile kayıp kaçağı asgari düzeye indirgemeyi hedeflemişken ve önemli ölçüde e-ticaretin yaygınlaştığı bir ticaret hayatında iş yerinde incelemeden kim bahsedebilir?
muhasebedr.com
İdare hiçbir zaman sonuca göre işlem yapmaz, yapamaz. Kanunun uygulanması da idarenin görevidir ve yapılan herhangi bir idari işlem için (vergi tarhı, usulsüzlük ceza kesilmesi vs.) itiraz-şikayet makamları bellidir. Vergi müfettişleri ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırıp, tespit ederken: ‘dava sonuçları yaptığım tarhiyatı, önerdiğim cezayı ortadan kaldırıyor diyerek’ mevzuata aykırı işlem yapamazlar. Kaldı ki, iş yerinin müsaitlik durumunu harici doneler üzerinden tespit ederek vergi incelemesi sonucunda mükellef ile imza edilen vergi inceleme tutanağında ve tanzim edilen raporda incelemenin nerede, ne için yapıldığı belirtiliyor.
Vergi müfettişinin işyerine gitmemesi veya işyerinin müsait olup olmadığını tespit etmemiş olması biçimindeki bir şekil noksanlığı, incelemenin sonucunda ödenmesi gereken milyonluk tarhiyat ve cezanın iptalini gerektirecek ölçü ve ağırlıkta bir kanuna aykırılığı teşkil edemez. Aksi halde gerçek gelirin vergilendirilmesi-vergi kaçakçılığının cezalandırılmasına ilişkin temel esasların, bir şekil noksanlığına feda edilmesi sonucu ortaya çıkacaktır.
Muhammet BAYRAM
Vergi Müfettişi