Seyahat acentaları, yazılı ve görsel basında, anlaşmalı oldukları konaklama işletmelerinin tanıtım ve reklamına yönelik yurt içi ve yurt dışında ilanlar vermekte, katologlar bastırmaktadır. İş bu katalog, reklam bedelleri katkı payı adı altında ya konaklama işletmelerine fatura edilmekte yada bu hizmetin karşılığı olarak acetaya belli sayıda oda , belli süre ücretsiz tahsis edilmektedir.Her iki halde de yapılan işlem KDV’nin konusuna girmekte olup, ister tek başına katkı payı ödemesi, ister katkı payı ile odanın takası şeklinde olsun tüm işlemler KDV ne tabidir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ne tabi olduğu, 4. maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği, yine, bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her biri ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirileceği belirtilmişir. Aynı kanunun 6. maddesinde hizmetin Türkiye’de yapılması veya hizmetten Türkiye’de faydanılması halinde işlemin Türkiye’de yapılmış sayılacağı ifade edilmiştir.
Buna göre; reklam hizmetinde, her ne kadar hizmet Türkiye dışında yapılsa da hizmetten Türkiye’de faydanıldığından (reklam hizmetinde faydalanan konaklama işletmesi Türkiye’de olup, Türkiye’de hizmet vermektedir) reklam hizmeti KDV ne tabidir. Bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığı ‘ nın 23.01.2006 tarih ve B.07.1.GİB.0.54/5406-16 sayılı yazısında da, “Türkiye‘de yerleşik seyahat acentalarının, Türkiye’ deki konaklama tesislerinin yurt dışında (yurt içi tanıtımın KDV’ne tabi olduğu konusunda zaten bir sorun yoktur.) tanıtılması karşılığında bu işletmelere düzenleyecekleri faturalarda gösterilen bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplaması gerektiğini” belirtilmiştir.
Seyahat acentalarının, reklam, katalog katkı payı karşılığında, konaklama işletmelerinden ücretsiz oda almaları haline gelince; burada ilan-reklam hizmeti ve konaklama hizmeti olmak üzere iki ayrı hizmet (takası) sözkonusudur ve her iki hizmet de KDV’nin konusuna girmektedir. Bu şekilde yapılan bir hizmet takası KDVK açısından birbirinden bağımsız, iki ayrı vergi doğuran olaya işaret etmektedir. KDVK’nun 27’inci maddesinin birinci bendinde, “bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.”denilmiştir.
Sonuç olarak, her iki hizmetin (reklam verme suretiyle gerçekleşen reklam, katalog katkı payı hizmeti ve ücretsiz oda tahsisi suretiyle gerçekleşen konaklama hizmeti) bedeli vardır ve bellidir. Bu bedellerden en yüksek olanının takasta esas alınması ve en yüksek bedel üzerinden karşılıklı KDV hesaplanması en doğru olanıdır. Aksi durumda herhangi bir vergi incelemesinde, konaklama işletmesi için; ücretsiz tahsis edilen odanın (odaların) tahsis edildiği süre kadar gecelik konaklama bedeli KDV ne tabi tutulacak, ancak satın alınan reklam hizmeti karşılığı fatura düzenlenmediği için, reklam hizmeti üzerinden hesaplanması gereken KDV’nin indirimi (KDVK madde 29) kabul edilmeyecektir. Aynı şey seyahat acentası için de tam tersi olacak olup, seyahat acentaları ve konaklama işletmelerinin bu uygulamalarının vergi incelemelerinde eleştiri konusu yapılmaması için bu konuya dikkat etmeleri gerekmektedir.
Refik Yaşar Durusoy (YMM)