BAĞ-KUR SİGORTALILARININ TESCİL, BORÇ SİLME VE İHYA SORUNLARI İLE BUNA DAİR ÇÖZÜMLER

Şevket TEZEL

Sosyal Güvenlik Müşaviri

Özet

Bağ-Kur sigortalılarının geçmişe yönelik tescil talepleri bulunmaktadır. Bu talepler 04.10.2003 ve 01.10.2008 tarihlerinde konulan iki baraja takılmaktadır. Yine 2008 ve 2015 yıllarında yapılan yasal Bağ-Kur borcu içeren sürelerin silinmesi yeniden ihyası mümkün olacak biçimde gerçekleştirilmiştir. İhya borcunun tahakkuku konusunda da 2015 yılında farklı ve sigortalılar açısından daha elverişsiz bir yöntem uygulanmakta, bu da ihya işlemini büyük ölçüde kadük hale getirmektedir.  

Anahtar Kelimeler: Bağ-Kur, tescil, durdurma, ihya.

1. Giriş

Ülkemizde Bağ-Kur sigortalılarının tescil ve prim ödemeleri bakımından hep bir sıkıntı olagelmiştir. Bağ-Kur sigortalısı olmak için bağımsız çalışan bireylere bildirim yükümlülüğü büyük ölçüde kullanılmamış, Bağ-Kur'un vergi daireleri, meslek odaları gibi ilintili kurumlarla on-line ilişkisi yakın geçmişe kadar kurulamadığından 1479 sayılı Yasa gereği Bağ-Kur sigortalısı olması gereken birçok bağımsız çalışan zamanında tescil edilmeyerek Bağ-Kur sigortalısı olmamış veya olamamıştır. Bu günümüzde yaşanmakta olan büyük bir sigortalılık sorununa işaret etmektedir. Bu konuda geçmişe yönelik vergi mükellefiyet kaydı veya meslek odası veyahut esnaf sicil kayıtlarıyla sigortalılık tescili beklentisi bulunsa da yazımızın konusu mevzuyla ilintili olan Bağ-Kur sigortalılarının ihya haklarının kullanımına ilişkin sorunlara parmak basmak olacaktır.

2.Bağ-Kur Sigortalılarının Tescil, Borç Silme ve İhya Sorunları

Girişte Bağ-Kur sigortalılarının tescil sorununa değinmiştik. Tescil olan Bağ-Kur sigortalılarının da uygulamada başka sorunları bulunmaktadır.

Tescil edilerek Bağ-Kur sigortalısı olanların büyük çoğunluğu da primlerini zamanında ödememiş veya ödeyememiştir.

Yasa koyucu tescil olmayanlarla ilgili 04.10. 2000 tarihi itibariyle bir ilk set koymuş, 04.10.2000 tarihine kadar Bağ-Kur'a kayıt ve tescil yaptırmayanların her türlü hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinde başlayacağına ilişkin düzenleme, 619 sayılı KHK'nın Geçici 1'inci maddesi ile Bağ-Kur'a getirilmişti.

Bilahare 5510 sayılı Kanunun Geçici 8'inci maddesi ile de sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 01.10.2008 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin yani Bağ-Kur (4/b) sigortalılıklarının 01.10.2008 tarihinden itibaren başlayacağı hükmü getirilerek ikinci bir set konmuştu.

Tescil edilerek Bağ-Kur sigortalısı olanlardan primlerini zamanında ödemeyenler için ise zaman zaman prim yapılandırma kanunları çıkarılmaktadır.

Yapılandırma kanunları amacına tam olarak ulaşamamakta olduğundan bu keyfekeder sigortalılığa düzen vermek amacıyla bu kapsamdakiler için de Yasa Koyucu sigortalılık durdurma müessesesi öngörmektedir.

Örneğin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun;

"Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.

Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80'inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir."

hükmünü amir Geçici 17'nci maddesi ile 01.05.2008 tarihi itibariyle en az 60 ay Bağ-Kur prim borcu olanların bu süreleri durdurulmuş, amiyane tabiri ile silinmişti.

6645 sayılı Kanun ile de bu defa 01.05.2015 tarihi itibariyle 12 ay ve daha fazla prim borcu olanların bu süreleri durdurulmuştu.

Durdurulan bu sürelerin ihyası da başvuru üzerine çıkarılacak borcun tebliğinden itibaren üç ay içinde ödenmesi halinde hizmete eklenebilmektedir.

Bu kapsamdaki ödemeler yapılandırma dönemlerinde dahi taksitlendirilmemekte ve defaten ödenmesi gerekmektedir.

2.1. İhya Aşamasında Çıkan İlave Borçların İhyaya Etkisi

20.04.1982 ila 04.10.2000 tarihi arası dönemde tescil varsa, aynı dönemde bu tarihten öncesine veya sonrasına ilişkin yeni  sigortalılık süresi eklenmesine yol açan bir başka mükellefiyet durumu var ise yeni  bir Bağ-Kur borcu süresi doğmakta ve bu sürenin de priminin ödenmesi gerekmektedir.

Aynı durum 04.10.2000 – 30.09.2008 tarihleri arasında doğacak yeni süre borçları için de söz konusu olabilmektedir.

İşte gerek 01.05.2008 tarihi öncesine ilişkin 60 ay ve daha fazla süre Bağ-Kur prim borcu bulunanların, gerekse 01.05.2015 tarihi itibariyle 12 ay ve daha fazla Bağ-Kur prim borcu bulunduğu için sigortalılıkları durdurulanların bir başka deyişle Bağ-Kur borcu nedeniyle silinen bu sürelerin toptan ödenerek ihyasında önemli bir sorunla karşı karşıya kalınması mümkün bulunmaktadır.  

Bu kapsamda tebliğ edilen ihya borcu ödendikten sonra sigortalı bilgilerinde yapılan değişiklikler ihya talebi geçersiz kılmaktadır.

Normalde 30/4/2015 tarihi itibariyle 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunması nedeniyle sigortalılıkları durdurulanların, daha sonra kendileri ya da hak sahipleri tarafından, dosyalarının bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal  güvenlik merkezine müracaat ederek ihya talebinde bulunulması halinde, durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı için talep  tarihinde 80'inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanmaktadır. Hesaplanan borç tutarının tamamı, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödendiği takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ancak, tebliğ edilen ihya borcu ödendikten sonra sigortalılık bilgilerinde sonradan bir değişiklik olması halinde, ihya edilmesi gereken sigortalılık süresi ve buna bağlı olarak ihya borç tutarı farklılık gösterebilmektedir.

Bu durumdaki sigortalıların öncelikle sigortalılık süreleri yeniden belirlenmesi, ilk ihya talebi iptal edilmeden ek ihya talebi alınması ve ek ihya talep tarihindeki beyan tutarı üzerinden hesaplanan ihya fark tutarının, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi halinde ancak ihya talebi geçerli sayılmaktadır.

Diğer taraftan tebliğ edilen ihya borcunu ödedikten sonra sigortalılık bilgilerinde yapılan değişiklik sonucunda durdurulan sigortalılık sürelerinde azalma olması halinde ne olacaktır? Bu durumda da ihya talebi iptal edilerek, değişen ihya süreleri ve ilk beyanındaki prime esas kazanç tutarı dikkate alınmak suretiyle ihya borcunun yeniden hesaplanması gerekmektedir. Yeniden yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen ihya borç tutarı daha önce tebliğ edilen borç tutarından daha az olacağından, fazla olan kısım ihya kodundan prim koduna aktarılmaktadır.

Örneğin 14.07.1999 tarihinde esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yapılan sigortalının hiç prim ödemesi bulunmadığından 5510 sayılı Kanunun Geçici 17'nci madde uygulamasıyla sigortalılığı tescil tarihi itibarıyla (19) terk kodu ile durdurulmuştur. Sigortalı 01.05.2008 tarihinden sonraki prim borçlarını ödemiş ve 2011 yılında bağımsız faaliyetine son vermiştir. 22.09.2017 tarihinde durdurulan sigortalılık sürelerine ilişkin ihya talebinde bulunarak aynı gün tebliğ gereği 22.09.2017 tarihinden itibaren üç aylık sürenin bitim tarihi olan 22.12.2017 tarihinden önce ihya borçlanma tutarını ödediğinden durdurulan sigortalılık süreleri geçerli hale getirilmiştir. Ancak, sigortalının başka bir şehirde 01.11.1985 – 01.01.1990 tarihleri arasında dört yıl iki aylık daha Bağ-Kur süresi olması gerektiği tespit edilmiştir.

Sigortalının değişiklikten önceki sigortalılık durumuna göre durdurulan sigortalılık sürelerine ilişkin ihya borçlanması geçerli olduktan sonra tescil tarihinin 01.11.1985 olarak değişmesi sonucunda 01.11.1985 – 01.01.1990 tarihleri arasındaki hizmet süreleri için 10.01.2018 tarihinde ikinci bir ek ihya talebinde bulunmuştur. Bu durumda ilk ihya talebi iptal edilmeden ek ihya talebinde bulunduğu 10.01.2018 tarihinden itibaren üç aylık sürenin bitim tarihinden önce çıkan ek ihya borcunun tamamının ödenmesi halinde ihya talebi geçerli olacaktır.

2.2. İhya Talebinden Vazgeçilmesi

5510 sayılı Kanunun Geçici 63'üncü maddesi uygulamasına göre sigortalılığı durdurulanların durdurulan sigortalılık sürelerine ilişkin ihya talebinde bulunup üç aylık süre içerisinde ihya tutarının tamamını ödeyerek ihyası geçerli hale gelmişse sonradan bu taleplerinden vazgeçmek istemeleri halinde SGK taleplerini reddetmektedir. O nedenle sigortalının silinen Bağ-Kur süresini ihya etmeye ne kadar ihtiyacı olduğunu somut rakamlarla ölçümlemeli ve bu işleme ihtiyacı olduğunu net olarak saptamalı, daha sonra ödemelidir.

2.3. İhya Borcu Hesaplama Sorunu

2015 yılında yürürlüğe giren 6645 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanuna eklenen "Sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80'inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir." hükmünü içeren Geçici 63'üncü madde ile silinen sürelerin borcuna talep tarihinde geçerli en düşük prim tutarı üzerinden hesaplanmaktadır. Bu hesaplama her ne kadar daha adil de olsa 2015 yılı öncesinde uygulanan anapara borcun üzerine enflasyona dayalı güncelleme yöntemine göre çok fazla bir rakam çıkmasına neden olmakta, bu da ihya işleminin uygulanabilirliğini azaltan bir durum olmaktadır.

2.4. 1995/11 Sayılı Genelge ile İhya İlişkisi

Bilindiği üzere Devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan 3/8/1995 tarihli ve 1995/11 sayılı Genelge ile 22/3/1985 tarihinden itibaren sigortalılık sürelerinin tespitinde;

a) Gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten önce meslek kuruluşu kaydı veya esnaf ve sanatkar sicil kaydı olanların, bu sürelerde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması olmadığını, meslek kuruluşlarından, esnaf ve sanatkar sicil müdürlüğünden, vergi dairesinden, belediyeden veya ilgili herhangi bir resmi kuruluştan belgelemeleri halinde, sigortalılıklarının gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihte başlatılacağı, gelir vergisi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra meslek kuruluşu kaydı veya esnaf ve sanatkar sicili kaydı devam edenlerin, bu sürelerde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması olmadığını sayılan kuruluşlardan belgelemeleri halinde, sigortalılıklarının gelir vergisi mükellefiyetinin sona erdiği tarih itibariyle sona erdirileceği,

b) Şahıs şirket ortaklarından şirketle ilgisi kalmayan ancak, meslek kuruluşu kaydı ile sigortalılıkları devam edenlerin de bu sürelerde şirket ortaklığından ayrıldıklarını sayılan kuruluşlardan belgelemeleri halinde,  sigortalılıklarının şahıs şirketi ortaklığından dolayı tesis edilen vergi mükellefiyetlerini sildirdikleri tarih itibariyle sona erdirileceği,

c) Vefat eden sigortalıların hak sahiplerinin, sigortalıların 1 ve 2'nci bentlerde belirtilen sürelerde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmadığını sayılan kuruluşlardan belgelemeleri halinde, bu sigortalıların sigortalılık başlangıç ve bitiş tarihlerinin de yukarıda açıklanan şekilde tespit edileceği,

d) Bu şekilde zorunlu sigortalılık süreleri yeniden tespit edilen sigortalıların, sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyen meslek kuruluşu kaydı ile esnaf ve sanatkâr sicil kaydının devam ettiği sürelerdeki prim ödemelerinin, sigortalı veya hak sahiplerinin talepleri halinde, isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği,

belirtilmekteydi.

e) Gelir vergisinden muaf olan sigortalıların, sigortalılık başlangıç ve bitiş tarihlerinin tespitinde ise bu kişilerin, vergi daireleri nezdinde mükellefiyet kaydının bulunmasının söz konusu olmayacağı hususu dikkate alınarak sadece meslek kuruluşu kaydı ile esnaf ve sanatkâr sicili kaydının esas alınmasına yönelik mevcut uygulamaya devam edileceği belirtilmiştir.

Buna göre Geçici 17'nci madde uyarınca sigortalılık süresinin tespitinde devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün 3/8/1995 tarihli ve 1995/11 sayılı Genelgeden yararlanma talebi olmayan veya 3/8/2009 tarihine kadar talepte bulunulmaması nedeniyle sigortalılıkları Kurumca re'sen durdurulanların kendileri veya hak sahipleri tarafından Geçici 17'nci madde uyarınca ihya talebinde bulunulması halinde ihya süresinin tespitinde de devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün 3/8/1995 tarihli ve 1995/11 sayılı Genelge hükümleri uygulanmamaktadır.

3. Sonuç

Bağ-Kur sigortalılarının geçmişe dönük hizmet kazanmaya ilişkin yoğun talepleri olup, bu konuda 04.10.2000 ve 01.10.2008 tarihlerinde konuşlandırılmış iki yasal engele takılmaktadırlar.

Yasa koyucu tescil olmayan sigortalılar bir yana tescil olup da borçlarını ödemeyen Bağ-Kur sigortalıları için takibi kolaylaştırmak ve alacak-borç ilişkisini realize etmek adına 01.05.2008 tarihi itibariyle en az 60 ay prim borcu bulunanlar ile 01.05.2015 tarihi itibariyle en az 12 ay prim borcu bulunanların bu borçlarını ait oldukları ait olduğu süreleriyle birlikte durdurmuş (silmiş) bulunmaktadır.

İşte silinen bu süreler her zaman ödenebilmekte olup başvuru halinde çıkarılacak tahakkukun üzerinden geçecek üç ay içinde bu borcun defaten ödenmesi halinde hizmete yeniden eklenmektedir.

Muhasebe Ücreti Öde
E-Mükellef Girişi